Şekersiz Bayramlar!
11 Ayın sultanı Ramazan Ayı sonrası Bayramda nasıl beslenmemiz gerektiği en büyük sorulardan biridir. Ramazan ayından önceki beslenme düzenine geçiş süreci vücudumuz için sıkıntılar yaratabileceğinden, bayram süresince bilinçli bir şekilde beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.
Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Melisa Karataş Ramazan Bayramı’nda sağlıklı beslenme önerilerinde bulunduğu konuşmasında şunları söyledi: “Yaklaşık bir ay boyunca iki ana öğüne alışan vücudumuz, yediklerimize dikkat etmezsek bayram sürecinde aşırı kalori yüklemesine maruz kalabilir. Aldığımız bu kalorilerin enerjiye çevrilmediği takdirde yağ olarak depolanması kaçınılmazdır. Ramazan ayı süresince oruç tutan bireylerin metabolizmaları fiziksel aktivitelerin, öğün sayılarının ve yemek miktarlarının azalmasına bağlı olarak yavaşlamaktadır. Sıvı alımı da azalan bu dönemde, vücut dengeleri tamamen değişmektedir. Vücudun eski düzenine geçişi yavaş yavaş sağlanmalıdır. Bayramda aşırı yemek tüketimi bağırsak ve midede sindirim sorunlarına neden olabilir. Bir ay boyunca hacmi küçülen mideye yapılan baskı reflü ataklarına, mide delinmelerine ve kan şekeri düzensizliklerine neden olabilir.” dedi.
BAYRAM SABAHLARINDA KAHVALTI YAPMAYI İHMAL ETMEYİN
Bayramda güne hafif bir kahvaltı ile başlanması gerektiğinin altını çizen Dyt. Melisa Karataş; ”Kahvaltıda kan şekerini hızlı yükselten reçel, bal, pekmez ve beyaz ekmekten uzak durulması, gün içerisinde yeme ataklarının oluşmasını engelleyecektir. Kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinlerden kaçınılmalıdır. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az yağlı peynir tercih edilmelidir. Ekmek olarak tam buğday unlu, kepekli ya da çavdar ekmeği tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutacaktır ve tokluk hissi verecektir.”şeklinde konuştu.
“Günlük karbonhidrat ihtiyacımızı bayram ziyaretlerinde ikram edilen tatlılardan ve böreklerden alacağımız için öğle ve akşam yemeklerinde protein ağırlıklı beslenmek daha uygun olacaktır.” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Melisa Karataş konuşmasına şöyle devam etti: “Ramazan ayı süresince iftar ve sahur olan iki ana öğün, bayramın başlamasıyla birlikte sabah, öğlen ve akşam olarak 3 ana ve en az 2 ara öğüne dönüştürülmelidir. Ana öğünlerin uzun süre çiğnenerek, yaklaşık 20 dakikada tüketilmesi doygunluk hissini arttırarak beynimizde oluşacak kıtlık bilincinin önüne geçecektir. Ağır hamur tatlıları, şekerler, aşırı
yağlı, çok tuzlu, kalori açısından yoğun yiyecekler yerine sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmelidir. Özellikle bayramda tatlı tüketme isteğinin önüne geçilemiyorsa, hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilerek küçük porsiyonlar halinde tüketilmelidir. Ramazan aylarında su tüketiminin az olmasından dolayı vücutta oluşabilen su kaybının yerine konulabilmesi için de su ve sulu gıdaların tüketimine önem verilmelidir. Şeker, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı bulunanlar ve özel diyeti olanlar ise beslenme düzenini kesinlikle bozmamalıdır.
AŞIRI TATLI İSHALE NEDEN OLUR!
Aşırı tatlı tüketiminin ishale neden olduğunu belirten Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Melisa Karataş; “Aşırı çikolata ve tatlı tüketiminin çocuklarda ishale ve kusmaya neden olabileceği için mümkünse yemekten sonra çocuklara meyveli tatllılar, dondurma veya puding sunmak daha yararlı olacaktır. Kilo problemi olanlar ise şerbetli tatlılardan kaçınıp diğer aperatiflerden yarım porsiyon tüketmelidir. “Bayram da tatlısız olmaz” diyenler ise aldıkları kalorileri fiziksel aktivitelerini arttırarak yağa dönüşmeden yakmalıdır. Ailenizle ve sevdiklerinizle geçireceğiniz, şeker tadında ve bol sohbetli bayramlar dilerim.” diyerek sözlerini sonlandırdı.